he

14 Mart 2018 Çarşamba

hiç gelmiyor


sevgilim benim yaşım daha genç,
yıllarca sesinden mahrum kalmak için çok genç.
biliyorsun artık anlatamıyorum hiçbir şeyi doğru düzgün...

keşke diyorum, keşke Neşet Ertaş sevseydi seni.
yani o, yani o adam bunun hakkını verebilirdi.
genç ölmenin hakkını yani.

boğuluyorum sevgilim tesadüf değil bu.
telefon ediyorum sana işte bu yüzsüzlük!
fevkalade öfkeliyim devlete ve allaha.

allahı bilmem sevgilim fakat,
fakat, hayat bir'dir.
saatler ve tarihler geçiyor, kapıya bakıyorum, gözlerimi kapıdan alamıyorum!

ben senin o sevgilim olan yüzün ve
okyanus rengi kot ceketinden tahrik oluyorum.
bir de kokun var ki, utanıyorum.

doğumsuz bir çocuk edasıyla ölü olabilirim senin okyanusunda.
geçen zamana inat, doğumsuz ve kadersiz!
fakat sevgilim, doğurman gereken bir çocuk var beynimde.

beni siktir ettim senden bir tane daha yapmalı.
seni, seni arttırana, coğaltana kadar sevmeli!
çünkü bu şarkılar çocuklar için yazılmış olmalı.

sevgilim düşünsene ölüyoruz.
sevgilim okyanuslar dolusu ölüyoruz.
sevgilim doğumsuz bir çocuk kadar ölüyoruz.

bahar da hiç gelmiyor.




6 Mart 2018 Salı

şiir yazamıyorum


kutup kokusu var ayaklarında,
o kadar mı uzaklaşman gerekmişti?

çünkü, çünkü bir kutup ayısı pençelemiş gibi,
evet, öyle olmuş gibi solgun görünüyor yüzün.

köklerine bırakmak istediğim çocuklar uğruna,
kavgaya devam etmeli miyim?

özür dilerim, yine, özür dilerim,
o resulullahın yüzü gibi nur dolu vücudunu özledim.

albino bir allah kurtarırsa kurtarır bizi sevgilim,
sahi, ne kadar sürer, bu kadar kandan sonra beyaza dönmek?

yani sayın sevgilim şimdi o adam senin,
senin alnına elini koydu küfreder gibi varlığıma.

o zaman tortusu benim soluk borumda.
yüce rabbim akıt beni onun bacaklarında!

bir martı uçacak, umuyorum,
ben artık, şiir yazamıyorum.

bakın bizim aşkımız anarşist bir manifesto,,,,,


anlatmak uzun iş, resulullahlar şahidimdir,
yani sayın, yani sayın sevgilim
o sesinizle yaktığınız beyin,
o sesinizle titrettiğiniz gönül,
bakın, afedersiniz ama bir zamanlar öptüğünüz adama ait.

biz de türküz biz de müslümanız
bu zulüm çok değil mi icabında?
yani, yani gözlerinizdeki gri gökkuşağını özlemek,
mesela, yitmek istemek koynunuzda yıllar sonra,
çok mu?

sen müzik yap diye aktı bir çocuğun kanı,
oluk oluk aktı, sıcaktı,
zaman ki irkildi, bomboş ruhlar adam oldu
muz cumhuriyeti değil burası!

hiddetle sevişebilmek için mi ayrıyız, diyorum
diyorum çünkü öyle olsa yine bir,
bir çeşit umutla söyleyebilirim "devlet ebed müddet" diye,
sahi,
sahi,
sahi sayın yetkililer, sayın aile ve sosyal politikalar bakanı,
mesela kenan evren -ki çocukları asmaktan vakit bulamamaktaydı-
neredeydiniz!?


neden benim kadınım gittiğinde ordu yönetime el koymadı?
neden allahın ense köküne bir dipçik indirip, "dursana ihtiyar, yazık çocuklara," demedi?
neredeydiniz, sahiden soruyorum
sevgilim gitti, sevgilim dediğime bakmayın demezsem çok üzülüyorum
yani, o güzel kadın yola koyulduğunda,
neden bir devlet büyüğü olaya el atıp, "kızım dur, bu memleket buna hazır değil!",
demedi?

çok saygıdeğer allahım, yıllar oldu bakınız,
kapım çalmayacak mı?
çünkü çalmayacaksa...
yani bakın sayın rabbim,
rabbim diyorum hala bakın,
bakın onun o kuş serilesi yolları
kapıma gelmeyecekse,
bırakın ben ateist olayım.

mesela molotof kokteyli gibi asi olayım!
hedefimi şaşırayım zaman zaman
rabbim, bırakın artık yitireyim umudumu,
isa, dur, bırak ulan kolumu!
rabbim, rabbim diyorum hala bakın,
o ayırdığınız yollar bizim yollarımız ya rab!
o ayırdığınız yolların sonunda bir Cem Karaca vardı!

utanmalısın mevlam.
hayallerinden ettiğin ceylanlar için
utanmalısın
yine de affederim seni.
bugünlerde çalarsa kapım,
çünkü şu an diyemiyorum o çok zayıf bir ihtimal,
bugünlerde çalarsa kapım da kadınım gelirse!
bugünlerde, kapıdan içeri kadınım girerse!
bugünlerde sevişirsek hipodrom yarışları gibi,
affederim seni.

o zamana dek, vatansız ve imansız bil beni!