yıkanmış elim yüzüm ağzımla kaldırdım boynumu kırk derece yukarı
çekme tarantino, şiddet öğelerini hoş karşılayamayacak kadar fazla taşıyoruz orta doğuya.
donuk, gündemden düşmüş, tarihe karışmış bir mağlubiyet mi şimdi aynaya yapışık
yoksa, yoksa üzerini kaplayan yosunlara alışmış bir hatıra yüzeyi mi türküden uzak?
her bir çizgisi, rengi, tınısı ve kokusu; diken ve zehirle bezeli.
ilk görüşte tanınmayan falsolar akıyor ellerden ellere
akacaktır. -maazallah desek boşa
bugünleri yıkan dünler, yarınlarda da ensende olacaktır.
ne alnımda yıldızlı bere var, ne de zalimliğin abilerine bağırıyorum inatla
sadece bir mum alevine meydan okuyorum gücüm yettiğince.
hiç şikayet etmeden kalkmalı ve mümkünse ayakta kalmalıyım, çünkü
akşamüstü dörtte, senin rüyandan uyanırken nasıl titrediğimi yazmayacak gazeteler.
ışığın gelecekten, benim hayattan nasıl silindiğimi de keza.
dokuz kadar büyük bir rakama sığınır sancılar, dokuzlar basar her bir yaraya
basacaktır. -maazallah desek boşa
bambaşka kayboluşlar doğacaktır aynı kadının özlenen nefesinden her gece.
"en azından..." diyecek, bu cümleyi üzerine bir parfüm gibi sürecek.
muhtelif cehennemlerin yegane temeli budur ve elbette bu temel, izmaritin en kıymetli hazinesidir.
istikbalde dahi izmaritin kulağına Bukowski aleyhisselam fısıldayacaktır;
"herkesin kendine özgü muhtelif cehennemleri vardı, ama ben üç boy farkla öndeydim."
şarkıyı çok yanlış anlamıştık belki de.
belki de, "canımdan bir parça ve ışıksız gecelerin sessiz özgürlükleri." benim senden hariç varlığımdı.
belki de, "dışı sevda içi zindan değilim artık." dediğimde en az cem karaca kadar soğuk olacaktım.
bir övünç kaynağı değil ama, göz dolduran bir ileri görüşlülükle fısıldamıştım zamanında.
bir meyhaneye girerim, ve asla çıkmam.
ve kesinlikle bu dünyadan bir geçişim daha olmayacak.
hayatımı verdiğim söze adadım dersem, biraz olsun dürüst hisseder miyim?
bir gün yeşilçam doğarsa küllerinden, bu mağlubiyeti es geçmeyecektir.
hani o edebiyatın güzel kadınları, yeşilçamın güzel kadınları, müziğin güzel kadınları var ya,
her birini sevmiş kadar oldum.
ziyade olsun.