her saç dökülmeye uzar, biliyorum tanrım
her tanrı kendi kulunun muhalifidir, anlıyorum
hayatta kalmanın beş para etmediği gecemi ellerine almışsın
yaşamanın lüksünü karşılayamıyorum
başımı okşayan sevgili gibi yağmurlar yağdırıyorsun şehre
ansızın yağdırıyorsun
ansızın rakı içiyorum
çok düşüncelisin tanrım, öpüyorum
bu gecem de senin ellerinde tanrım
senin ellerinde, başkalarının ellerinde
senin ellerin sonsuz kazanlar gibi
tutsan 783km² toprağı tutarsın
tutarsın, kaldırırsın, başka bir yere koyarsın
bir şeylerle sen oynarsın, bir şeyleri sen seçersin
canları sen alır nehirleri sen kurutursun
bu kadar şatafatın dahi lüzumu yokken;
sen ona şah damarından daha yakınsın
zamanın isimsiz dansı; horozun vuruşuyla biter, değil mi tanrım?
öleceğine inansan da ölürsün, inanmasan da
ama inanmazsan, biraz daha cesur bakmaz mısın namlunun ağzına?
maktuller gider tanrım, katiller kalır
korkmadan ölen maktul, katilde iz bırakır
her hayal kırılmaya kurulur, biliyorum tanrım
her kul kendi tanrısının muhalifidir, anlıyorum
benim için ne planın varsa unut
insanların insanlar tarafından insanlar için yönetildiği sistemlerimiz var
yerküreye bakıp alay ediyorsun
insanların kendilerine egemenliğini hiç yakıştıramıyorsun tanrım
kitleler halinde özgür olan, güya yüce insanların
birey birey fısıldıyorsun kulaklarına
"mutlaka ziyandasın."
onun güne uyanışlarını
geceye yatışlarını özlüyorum, versene tanrım
ağzından çıkardığı parmaklarını öpmek istiyorum, bir durağı daha var önce
ellerime layık beline sıcağımı üflüyorum düşümde
susuz bir adam oluyorum tanrım
çölsüz bir coğrafyada yana yakıla vaha arıyorum
o vahanın en büyük ağacı olmak istiyorum, öyle palmiye falan da değil
uzun uzun yaprak dökmek istiyorum hiç kurumadan
bak, içinin hayaliyle dışında artıyorum
neyi sevecek olsam, önce onu bir kez daha seviyorum
onun gözlerine yaratırken hiç mi bakmadın tanrım?
baksan ilk sen severdin
ve kusura bakma ama, sen zevksiz bi adamsın
yerinde olsam meryemi seçeceğime iki bin yirmi yıl daha beklerdim
diyafram nefesiyle görkemli bir metafor inşa ediyorum
içinde kimse yaşamıyor
gece bitti, gökler gün diyor
gücümün yetmediği düşmanlar seçiyorum
kendimi onun elleriyle uyutmak istiyorum
omzumu yanağıyla ısıtmaktır elbet cennet
loş ışıkta üzerine terlemeyi düşlüyorum
bu soluk gri gecelerim
sonsuz arzularım, özlemlerim
aradıklarım, var ettiklerim, sevdiklerim
ışıltısına tüm kalbimle yenildiklerim...
hayat, elinde olandan fazlası değildir
ben de değilim tanrım
senin bu kirli hesapların
sonsuz cezaların, ödüllerin
tuttukların, sıktıkların, gömdüklerin
ömürlerine hep gölge indirdiklerin...
varlığı inanmaktan geçen şeyler; yoktur
sen de yoksun tanrım