he

14 Şubat 2018 Çarşamba

N


 sert geldi votka biraz. kendimi kaybettim. bir melek tuttu beni ellerimden, sızladığım, kan kaybettiğim o günlere götürdü. bana bıraktığın kahır mektubuna götürdü. senin kokun vardı üzerinde o defterin ilk aylar. sonra, anason kokmaya başladı. sevgilim, senin kokunu alıyorlar benden. lütfen kokunu almasınlar. kokun olmadan dayanamam yoksulluğa.

 sarı bir ışık dahi olabilirim bu gece. bu gece allahımın kulu değil, senin sokak ışığın olabilirim. inlemeden, sızlamadan, gönlümdeki çocuk can vermeden...

 boynuna giden yollarda, ince bacaklı bir ceylan gibi av olabilirim. kanayıp ölebilirim sevgilim, sadece kokuna ulaşmak için.

 beni senden ayrı tutup eriten o yüce güçlere, o büyük varlıklara kafa tutabilirim. sürünerek ulaşabilirim ayaklarına.

 hissedemediğim her anı telafi etmek için, saçlarına giden bir yol varsa, oraya adayabilirim ömrümü.

 sevgilim, ben eriyip yok olabilirim kederden.

 sabahın köründe yaktığım sigaranın külüne karışıp gidebilirim.

 sevgilim ben dünyanın en güçlü adamı değilim.

 bana bir şey olmaz demek büyük hataydı.

 sevgilim, bana bir çok şey oldu.

 senin sıcağından uzakta, savunmasız, yıpranmış ve bitmişim.

 hatırla lütfen, "sen gidersen, bir meyhaneye girerim ve oradan bir daha çıkmam." demiştim.

 benim dünyam bir meyhane.

 seraplarla dolu bir meyhane.

 yüzüne dokunamayan parmaklarımın yandığı bir meyhane.

 seni başkalarının sevdiği bir meyhane.

 seni, başkalarının, sevdiği,

 kalbim yarıldı sevgilim.

 bu meyhane renksiz, müziksiz, insansız, sensiz, alabildiğine sensiz.

 kelimelerim yok artık. artık yazamıyorum öyle süsleyerek.

 lütfen sevgilim, adını ağzıma alabileyim tekrar.

 lütfen, telaffuz ederken gönlümde bir deprem, beynimde bir katliam olmasın.

 lütfen benim olduğun yerden bir güneş doğsun.

 lütfen sözünü tutsun geçen otobüsler.

 çünkü

 inan

 karardım.

 inceldim.

 tükendim.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder