he

16 Ağustos 2018 Perşembe

o nasıl hüzün?


sevgilim dünya üzerindeyiz.
dünya üzerinde, unutulmuş bir köye -belki afrikada
dört buçuk saat önce yağmur yağdı.
dört buçuk saat önce yağmura doyan bir köy,
sevgilim,
o köyün toprağı,
şimdi güneşin altında kurumakta.
yani, birkaç saat sonra, yağmur yağmamışçasına...

bir devlet başka bir devlete yaptırım uyguluyor,
ben samsun216 içemiyorum.
bir devletin başka bir devlete uyguladığı yaptırımların gölgesinde,
o koskoca gölgede uyuyorum.
uyuyorum sevgilim, allah kahretsin.

kan ve daha çok kan akan bir savaştan,
zaferle çıkmış bir albay edasıyla kahve içiyorum.
içiyorum güzelim bu benim hakkımdır.
bir hayvanat bahçesinde,
gördüğü o güzel hayvanların ışığında kendinden geçen,
beton yığını şehirlere hapis bir küçük çocuk mu şimdi gökyüzünde asılı soru işareti?

makinisti gördüm.
"durdur treni."
makiniste çok sinirlendim.
"durdur treni orospu çocuğu!"
keman çalmayan tren mi olur?
olabilir fakat keman çalmayacaksa neden tren?
tren demek koşmak mı demektir bir siperden bir sipere?
lütfen hayata dahil olan her on mevzudan yedisine keman ezgileri koyalım tanrım.

bu köyde insanlar hep çok dertli.
sanırım, yanan bir tarla edasıyla, çok dertli.
korkan, dokuz yaşında bir çocuk edasıyla, çok dertli.
ayrıca sınır çizelim lütfen gerekli bütün diyarlarına hayatın.

sayın bakanım, ben gözümü açınca içim titriyor sabahları.
yani bazı sabahlar, böyle oluyor.
sayın bakanım, ben çok çaresiz bir baykuş görüyorum pencerede. 
"hayırlı teskereler." diyor bana.
kusura bakmayın ama ben hayatımda hiç ford mustang'e binmedim.
ben hayatımda hiç, hem de hiç, nalan arkasını dönüp giderken,
"nasıl olsa dönecek." demedim.
bu olayları ışığında, sayın bakanım; ben öyle çok da lüks bir hayat yaşamadım.

bakanım konunun sizle ilgisi yok aradan çekilir misiniz?
teşekkürler.
allahım duyuyor musun?
allahım ben artık senden bir şey dilemeyeceğim söz veriyorum.
günlük dua vergimin kaldırılmasını, beden kiramın yüzde otuz oranında düşmesini talep ediyorum.
yani, allahım, ben anladım sanırım dünya bir şey beklenecek bir yer değil.
yani, allahım, çok kötü yaratmışsınız burayı.
yani, allahım, bir beden bunca şarapnel karşısında ne yapsın?
yani, allahım, bir gönül bunca türküsüzlük karşısında, ne yapsın?

zannetmeyin sayın peygamberim, toprak kuruyunca yağmuru unutuyor.
elbette unutmuyor, insan mı bu?
belki de toprak da artık eskisi kadar içsel değil.
belki de toprak da artık eskisi kadar anne kucağını andırmıyor.
yine de avuçlarına dolduğunda, "canlı" hissedebilirsin.
şimdilik hayatın bize öğrettikleri ışığında;
hiçbir şey bilmiyoruz.

korkma, sadece sesini unuttum, kokun hala taze.
adeti budur zaten koku hep daha kalıcıdır.
teşekkür edemiyorum, herkes hayal kurduğu kadar kırılıyor.
kaç hayal kadar kırılabilirse insan o kadar deprem oluyor.
rabbim belki de zina yuvalarını vuruyor?
yine de, arzu etmeyi defterden silen insanlara
rakı
günah
değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder