he

4 Ocak 2021 Pazartesi

veda edilen bir sevdanın şiiri


hayran gözlerle izliyorum dudaklarının alını 
yorgunluğunu toparlayıp kaçırıyorsun gözlerinin 
seni köpürmüş denizlerce seviyorum ama yetmez 
tenini, ruhuna değin okşamak istiyorum 
var ettiğimiz ısıda yaşamla doluyor
eriyip teninden ruhuna yüzüyorum 

aslında 
aslında çok korkuyorum seni üzmekten 
ışıltılı ellerinin dansını kesmekten 
haftanın her günü göğsünden düşmekten

seni yağmurlarca, doğumlarca ve ömürlerce seviyorum 
bir hışımla, dehşetle, ısıyla seviyorum ama 
güldüremiyor muyum?
sevgilim sen güldüğünde 
tüm okyanusları kalbimle geziyorum 

hayran gözlerle izliyorum yanağının alını
seni yıldırımlı göklerce seviyorum ama yetmez 
kıvrımlarını öperken kıvrımlarını düşlüyorum 
kokunu duydukça yeni renkleri unutuyor, 
en güzel çocuklara salıncaklar kuruyorum 

seni tuttukça ötüyor kuşları göğsümün 
geceleri seninle ısınıp yeşereceğim -uzat ellerini
at biner gibi sevdiğimiz gecelerden,
kahvaltılı sabahlara uyanıp kıymetini bileceğim

gözlerinin karası için geldiğim alemin 
gözlerini içtiğim çağındayım
ve inandığım ne varsa, hepsi teninin rengi
en güzel yarınları çektiğim ip, saçlarından 
tebessümlü ağızların içtiği kadehlerde parmak izlerin 
damağı okşayan tabaklarda senin lezzetin
ve benim ağzımda bir şükür tanrıya, umarım bir gün 
geçen her gün için

dudaklarınla ısıttıkça uçlarını bedenimin 
kokunla örttükçe üşüyen zihnimi
beline asılı kalmışken ellerim
durur, gecenin içinden kulağına fısıldarım;
cennetimsin sen benim

böyle sevdikçe eksilenleri toplayabilir 
mermerden hayalleri incelikle işleyebilir 
seçtiğimiz ve sevdiğimiz yarınlara uyanabiliriz
sonsuzluk pek fani gelmiyor kulağa fakat,
istersek sevgilim
kırımdan cebelitarığa değin dalgalanabiliriz

15/09/2020




1 yorum: