he

29 Ağustos 2021 Pazar

serebellum



hatıramdaki son sevgi bana bir açmaz verdi, 

onu sana vereceğim. 

havadan bağımsız, sadece gece diye üşüyeceksin.

iskenderiye kütüphanesi fevkalade anlamsız kalacak. 

derinlerde bileceksin, yaşamak için gözardı edeceksin. 

bu açmaz, her şeyi yalan kılacak.


iskenderiye kütüphanesi fevkalade anlamsız kalacak. 

hepimiz el ele tutuşsak da kaçamayız. 


bende bu açmazı taşıyacak omuz yok. 

al bu açmazı, alim ol bununla.

sen ölmezsen sevdiğin biri ölecek. 

sen ölürsen, 

birinin sevdiği biri ölecek.

ya sen ondan önce,  ya o senden önce ölecek!

ilk sırayı kapan geriye kahır bırakacak 

ilk sırayı kaçıran kahırla yere yıkılacak!

bugün ölmeyen evladın annesi ölebilir. 

ama evlat ölürse ölemez!

bugün ölmeyen annenin evladı ölebilir. 

ama anne ölürse ölemez!

anlamıyor musunuz? ne olur kapatın her şeyi 

neyimiz varsa satalım, kaçmaya harcayalım 

beynimiz bunu örtbas ediyor, yaşamaya çok aşığız 

konu ölüme geldiğinde biz alabildiğine kaypağız! 


kıyamet geliyor falan değil 

kıyamet, mantığımızın içinde 

kıyametin farkındayız fakat  

her anımsayışta tekrar unutmak zorundayız. 


cansever yalan söyledi. 

neden ölmemeli öyleyse, yaşamak unutmanın devinimiyse? 

anladın mı bilmiyorum

ben sana bunu anlatırken yaşamaya devam ediyorum 


bak tekrar söylüyorum 

iskenderiye kütüphanesi fevkalade anlamsız kalacak 

daha fazla anlatayım örtbas edilmesi zor olsun

ölüm, var 

insan, sevgisinden ibaret 

insan yaşarsa, sevgisini oluşturanların ölümünü görür. 


bugün sen ölmediysen sevgin ölebilir 

bugün sen ölmediysen sevgilin 

bugün sen ölmediysen annen, baban, kardeşlerin...


iskenderiye kütüphanesi fevkalade anlamsız kalacak. 

ilk gününden son gününe yalandır dünya

maymunsu dedenin uğraşı da, 

son halka senin uğraşın da. 


herkes mutlaka göçecek 

sen göçmedikçe onlar göçecek! 

birinin ölümünü görmemenin tek yolu ondan önce ölmek!


uyku uyunacak 

yemek yenecek 

hava solunacak 

çocuk doğurulacak 

senin zihnin bu açmazı örtbas edecek! 


yaşarsan kocaman bir yatak satın alırsın 

yaşarsan güzel yemekler yersin 

yaşarsan iyi sigaralar içersin 

yaşarsan sevgilini öpersin 

sevdiklerinin ölümüne değmeyeceğini anlarsan yaşayamazsın!


titreyerek diyorsun ki, "ölüm ilk beni alsın"

böyle bir konuda kumar oynayamazsın.

bencilsen ateş et damağına, geride kalan yansın. 

bu açmazdan dışarı patika yoksa tanrım, 

sen en korkunç canavarsın!


cennet, bunu ilk öğrenenlerin bize sunduğu sentetiktir.

onlar da zaten boşuna zahmet etmiştir 

çünkü insan unutmak için hayata gelmiştir 


tanrı, bu tasmayı boynuna geçiren 

tanrı, bu tasmayı sana unutturan 

tanrı, ölümü boynuna saran 

tanrı, kor alevin en saf hali olan


yaşama arzusunun bağladığı gözler, 

son gün elbet ışığı görecek. 

zihninde bu gerçeği öldürsen de, 

sen ölmezsen sevdiğin biri ölecek.

 

29 Ekim 2019, 05:51


8 Ocak 2021 Cuma

son ki son ki son ki üç dört honey, ill meet you there




bu koşuya bir kılıf biçemiyorum
ve dilimde öpmediğimiz 69lar 
evin yolunu siliyorsun tamam
bir trenin her istikametine sırtımı yaslıyorum 
ben de held you for a little while 
my oh my oh my 

bir koroyu kafamın içine kusturuyorum 
ya madde yüzünden ya mana
ben sahiden şiir yazamıyorum 

4 Ocak 2021 Pazartesi

veda edilen bir sevdanın şiiri


hayran gözlerle izliyorum dudaklarının alını 
yorgunluğunu toparlayıp kaçırıyorsun gözlerinin 
seni köpürmüş denizlerce seviyorum ama yetmez 
tenini, ruhuna değin okşamak istiyorum 
var ettiğimiz ısıda yaşamla doluyor
eriyip teninden ruhuna yüzüyorum 

aslında 
aslında çok korkuyorum seni üzmekten 
ışıltılı ellerinin dansını kesmekten 
haftanın her günü göğsünden düşmekten

seni yağmurlarca, doğumlarca ve ömürlerce seviyorum 
bir hışımla, dehşetle, ısıyla seviyorum ama 
güldüremiyor muyum?
sevgilim sen güldüğünde 
tüm okyanusları kalbimle geziyorum 

hayran gözlerle izliyorum yanağının alını
seni yıldırımlı göklerce seviyorum ama yetmez 
kıvrımlarını öperken kıvrımlarını düşlüyorum 
kokunu duydukça yeni renkleri unutuyor, 
en güzel çocuklara salıncaklar kuruyorum 

seni tuttukça ötüyor kuşları göğsümün 
geceleri seninle ısınıp yeşereceğim -uzat ellerini
at biner gibi sevdiğimiz gecelerden,
kahvaltılı sabahlara uyanıp kıymetini bileceğim

gözlerinin karası için geldiğim alemin 
gözlerini içtiğim çağındayım
ve inandığım ne varsa, hepsi teninin rengi
en güzel yarınları çektiğim ip, saçlarından 
tebessümlü ağızların içtiği kadehlerde parmak izlerin 
damağı okşayan tabaklarda senin lezzetin
ve benim ağzımda bir şükür tanrıya, umarım bir gün 
geçen her gün için

dudaklarınla ısıttıkça uçlarını bedenimin 
kokunla örttükçe üşüyen zihnimi
beline asılı kalmışken ellerim
durur, gecenin içinden kulağına fısıldarım;
cennetimsin sen benim

böyle sevdikçe eksilenleri toplayabilir 
mermerden hayalleri incelikle işleyebilir 
seçtiğimiz ve sevdiğimiz yarınlara uyanabiliriz
sonsuzluk pek fani gelmiyor kulağa fakat,
istersek sevgilim
kırımdan cebelitarığa değin dalgalanabiliriz

15/09/2020