Derin bir nefes aldım. Bu bana varoluşun devam ettiğini hatırlattı. Bazen, zaman kavramıyla birlikte onu da yitirdiğim hissine kapılıyorum. Bunun adı kaybolma durumu. Boşluk. Anlık bir boşluk. Bu tip anlar birbirini kovaladığı zaman insan delirmekten kurtulamaz. Bir bakmışsın, öfke gitmiş, yerine bir deli rahatlığı gelmiş. Bacaklarım kasıldı ve kafamı ellerimin arasına aldım. Yerdeki küçük delikle dakikalarca bakıştım. Başta ne düşündüğümü ve ne istediğimi bilmiyordum. Sonra ne istediğimi fark ettim. Kafamı o minik delikten sokarsam dünyanın geri kalanından kaçabilirdim. İstanbul'a Ankara soğuğu hakimken bunu düşlemek beni rahatlattı.
Yedi araba geçti sokaktan. Üç çocuk koşuşturdu. Ankara soğuğu İstanbul'a çok yakışmıştı. Pencereyi kapattım ve bir hisse kapıldım. Gezi Parkı'nda da bu hisse kapılmıştım. Etraftaki en cansız varlık bendim. Zaman kavramımı kaybettim. Günlük ortalama dokuz kez kaybederim zaman kavramımı.
Hiç saymadım, ama çok az umut vardı aşağıda bir yerlerde. Beşiktaş'ı tutmanın bir getirisi değildi bu. Bu daha derin bir meseleydi. Zaman zaman içinde kaybolunan, derin bir mesele. Aynı zamanda korkunç. Sineklerle dost olmak, duvarlarla güçlü bir iletişim içinde olmak kadar korkunç. Yalnızlık. Saniyelere bölünemeyecek kadar katı bir yalnızlık. Sigara ve borçlar. Sigara ve sigara borçları. Zaman zaman kontrolsüzleşen bir delilik. Taksiden inip eve kadar yürümeye karar verdim. Yağmur yağıyordu ve İstanbul'a Ankara soğuğu hakimdi. Ben İstanbul'un Ankara soğuğunu hep sevmişimdir. Ödünç bir yaşamda, ödünç bir hava durumu. İlişik yaşamak. Sadece saniyelerden korkmak, ölümü bile dostça karşılamak. Benim hiç parlamayan bir yıldızım vardı cüzdanımda. Gökyüzünde de bir yıldızım olsa, o da parlamazdı. Yılda birkaç gün ışıldardı belki biraz. İstanbul'a Ankara soğuğu hakim. Tanju Okan öleli çok uzun zaman oldu, seni hala seviyorum.
bir saniye durdu
bir saniye daha durmayacaktı
ancak bu şekilde anlamlı olabilirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder