gözlerini kapatınca ölümü hatırlamasını bilmeli insan,
ki ertelediği sevdaları unutmasın,
ki seven adamın yüreği titremesin her kapı çaldığında.
bu yırtılan kalpler hep türkülerden olacak ki,
kan değil notalar akıyor,
sarhoş dudaklarıma, parmaklarıma.
şairleri yaktılar da şiirler eskimedi,
ömrümü sana verip ölümü kucakladım,
kör rüzgar körükledi yanan ateşi
koluma girdiğinde hissettiğim güçle,
kafamı hafif eğip yüzünü hafızama kazıdığım gece,
karadenizde çırpınan bir anıdan ibaret şimdi.
ne zaman yolda kalsam,
saçlarının kokusu gelir burnuma,
hayali, halüsinatif.
sana doymanın yolu dağlardan geçiyor,
asla tırmanamadığım,
ardını göremediğim dağlar.
bana nişan almış namludan fırlayan bir kurşuna benzettim seni önce,
deleceğinden de, geçeceğinden de emindim,
içimde kalman ise tanrının dileği.
gün ağrırken bile anlamıyorum bunu,
bu sensiz ilk gecem değil,
sadece aynı hissettiriyor.
kül doldu yüreğim yine,
hayallerde asılı duruyor saniyeler,
kıvranıyorum beynim zonkluyor.
bir duman ya da bir yudum daha almak bile istemiyorum,
her şey yalan-laşıyor,
attığın her adımda tutuşuyor gece.
harcadım hep hayatımı GÖR diye,
sen olmadan yürümek istemediğimi bil diye öldü içimdeki çocuk,
bomboş bakıyor şimdi ay ışığında gözler.
gri baykuşlar ve kargalara teslim olmam hataydı,
sen yanımda olsan savaşırdım,
şimdi soğuk sulara sal bedenimi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder