he

27 Ağustos 2017 Pazar

kurumuş gönül toprağı

 senin hakkında konuşmayı hiç sevemedim
 o yüzden hep "dertsiz" sandılar beni rakı masalarında.
 dert demeye dilim varmıyor yine,
 sadece yıllar yılı dinmeyen bir sancı.

 keman çalıyorlar başucumda,
 sigaramı bile yakıyorlar bazen.
 çatırdıyor tütün dudaklarımın arasında,
 beni öylesine iyi özetliyor onlara.

 oysa masum bir istek gibiydi en başında
 senden ibaret yaşamak hayatı.
 lakin sensiz gri'ye düştüm her gece,
 sustum yerli yersiz.

 rüzgarın her darbesinde saçlarıma
 bir umut var dokunacağım diye yeniden beline.
 parmaklarım yanarken orada,
 somurtan yüzünde gülen bir çocuk göreceğim.

 yeşeren hiçbir şey yok sevgili,
 sense göremediğim bir gökkuşağısın.
 göremediğim gözlerinin koyu tonunda,
 yetim kalmış bir hayal uzanıyor.

 tanrı bana şahittir ki yorulmadım acılardan
 çünkü tozla kaplı yollarda zihnim hep seninle.
 oturduğumuz masalardan hiç kalkmadık,
 öptüğün yerlerimden geçmedi izi sevdanın.

 bir şairin bir şiire selamıdır bu,
 günün sonu, gecenin başlangıcı.
 gözün gözü görmediği odanın,
 tam orta yerinde.

 geçip giden ömre dur de,
 tut elimi beni bir yerlere götür.
 ıslanalım yağmurunda ulu sevdaların,
 ağzımda yine tadın kalsın.

 bir gün öleceğiz sevgili,
 bu gerçek benden bile çirkin.
 göçüp gitmek gerçek ama,
 kurumuş gönül toprağı hayalden ibaret.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder