he
9 Nisan 2018 Pazartesi
ölümü avuçlamak
vazgeçecek değilim fakat,
siyasette yalan gibi şimdi benim gökyüzümde yanlış zamanın alevleri!
ki bu, yorgun göz kapaklarımı mesken tutan bir yanılsama olmak durumdadır.
bu diyarı terk edecek değilim fakat,
yoksunluk durumunda bir yolculuk gibi şimdi ayakta kalım mücadelesi!
ki bu, devletin bittiği yerde sazın başladığına dair bir kanıt niteliğindedir.
yüz çevirecek değilim fakat,
senin olduğun yeri anımsayıp, benliğimi kayıpsamak gibi şimdi ellerimde kan!
ki bu, kimse bakmazken intiharlara kalkışan yarasaların kaosa olan açlığı ile ilişkilidir.
başka bir gezegeni koklayacak değilim fakat,
güzelliğine kimsesizlik koşan bir şair gibi şimdi sevda duyumu sanata karşı!
ki bu, okyanusların çaresizliğini gözler önüne seren bir yurtsuzluk durumunun evladı olmamaktadır.
gece siyahında kaybolacak değilim fakat,
çıkışı olmayan türkü savaşını kaybeden bülbül gibi şimdi sisteme melodi koşmak!
ki bu, resulullahların bizleri izlediğini belgeleyen bir inceleme sıfatını taşımamaktadır.
güze çalan saçlarının hayaline kapılacak değilim fakat,
sömeklenmiş bitkiyi içselleştirerek tarifsiz bir buhrana kapılmak gibi şimdi rüyalara dokunmak!
ki bu, bir avuç hatıranın geceye asılı kalma denemesiyle yıkılan bir yapıdan farksızlık içerisindedir.
açıklamaya teşebbüs ederek ayıplara savrulacak değilim fakat,
yitirilmiş bir sevdanın, nesli tükenmekte olan kelebeklerine göz kırpmak gibi şimdi hissiyatlı kavga!
ki bu, tanrıya ulurken korna seslerini duymazdan gelen bir yalnızlık sevdalısı gibi görünmektedir.
halüsinatif renk kırılmalarından şikayet edecek değilim fakat,
şakaklarıma hücum eden tarifsiz ve kimliksiz depremi kucaklamak gibi şimdi özlediğim sen!
ki bu, vatandan soyutlanarak bıyıklarımı öp diye, ölümü avuçlamak isteğiyle düpedüz birleşiktir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder